AŞK

Tabi ki size sevginin yada aşkın tanımını yapmayacağım. Zaten istesem de yapamam. Benim bahsetmek istediklerim kimi neden sevdiğimiz, kime neden aşık olduğumuz ve yanlışlıklarım yada yanlışlıklarımız üzerine olacak.

Çocuklara şaka maksatlı sürekli sorulan bir soru vardır, size de sorulmuştur ''en çok kimi seviyorsun bakalım? Babanı mı yoksa anneni mi?'' Çocuğu belki de ilk felsefi çıkmazına sokar bu soru. Komik tarafı ise anne baba da içten içe ''beni demeli'' diye düşünmesidir. :) Bu sorunun yetişkin birine sorulduğunu görmedim. Bunu şimdi ben size yapacağım müsaadenizle. Ve sizden kararınızı verip, yazının devamını öyle okumanızı rica ediyorum. Bu noktaya sizi yazının devamında tekrar getireceğim!

Hayatınızda en çok kimi seviyorsunuz? Hayatınızda en çok kime aşık oldunuz? Yaşamınızdan vazgeçecek kadar sevdiğiniz bir şey var mı hayatınızda?

Lütfen bunun cevabını verin ve okumaya devam edin.



Ölümsüz aşk, sonsuz sevgi üzerine sanıyorum bir çok şarkı, tiyatro oyunu, roman, şiir yazılmış ve yapılmıştır. Peki siz buna, yani sonsuz sevgi ve ölümsüz aşk kavramlarına inanıyor musunuz? Yazıma ne kadar çok soruyla başladım değil mi. :) İnanan kadar inanmayanda vardır herhalde. Ama ne olursa olsun talep gören reytingi yüksek bir kavram. Sonsuz sevgi ve ölmeyecek aşk.

Biz ölümlüler için ölümsüz aşkın var olduğuna inanmak, biraz saçma gibi. Sevdiğiniz biri öldüğünde yerine başkasını geçirmekte pek zorlandığımız söylenemez. Sonuçta hayat devam ediyor ve ölen kişi de içindeki aşk ile öyle yada böyle unutuluyor. Gözden uzak olan gönülden de ırak olur demiş atalarımız, boşuna dememişler. Sevginin azalması hem zordur hem kolay. Kesin yaşamışsınızdır. Sevdiğiniz bir insandan bir bakış, bi kelime, öyle bir kelime ki sevgiden aşktan eser yok! Öyle bir bakış ki aşık bir kişinin atabileceği bir bakış değil. Bunu karşınızdakini iyi tanıyorsanız anlarsınız. Akabinde hissettiğiniz o sevginin o merhametin o sonsuz zannettiğiniz aşkınızın tansiyonunun düştüğünü hissedersiniz. O anlarda kafanızı iki elinizin arasına sabitleyip içinize sorun '' sonsuz aşk mı bu?'' Bakalım içerideki sen, ne cevap verecek! Her insan tabi ki zaman zaman duygusal zayıflamalar yaşar. Bahsettiğim bu değil. Standart bir aşkı bir çok insan yaşayabilmekte. Ben sonsuz aşktan bahsediyorum! Bunun tam manasıyla yaşanabilmesinden, aşk sahiplerinden birinin fiziksel ölümünün gerçekleşmesinden sonrada yaşayabilmesinden bahsediyorum.

Hayatımın belirli zamanlarında bir insandan beklenmeyecek şeyler bekledim. Ve tabi ki sonucu beklendik oldu. Öğrendim ki insanın yaptıklarını ve hissettiklerini zihninde büyütmek gibi hoşlandığı bir alışkanlığı var. Bu sevdiğiniz bir akrabanızda olabilir, anne babanızda, evleneceğiniz kişi de.. İşte bu alışkanlık bize ''gerçek aşkı buldum, sonsuz aşkı yaşıyorum'' düşüncesine itiyor. Gerçek aşkı yaşıyorsanız ve buna dayanak olarak bana gösterebileceğiniz şey sevdiğiniz insansa, o kadarda emin olmayın derim. Güvendiğin sevgin, seni bir gün tren raylarına terk edebilir. Ve içinde ki aşkınla ezilip yitebilirsin.

Ben aşkın tek başına ölümsüz olduğuna inanmıyorum. Ona ölümsüzlüğü kazandıran bir takım değerler var. Yani evet, bende ölümsüz aşka ve sonsuz sevgiye inananlardanım. Bu şey sadece iki insanın birbirini sevmesi, saygı duyması, güvenmesi ve hoşgörülü olmasıyla yaşanacak bir şey değil. Zira ben aşk bahçesinin olmazsa olmaz çiçeklerinden dördünün bu saygı, sevgi, hoşgörü ve güven olduğuna inanırım. Eğer bu çiçeklerden birini soldurursanız zaten ortada zamanla bahçede kalmaz. Bu bahçenin ravza ya dönüşebilmesi için dört çiçekle birlikte bir şeye daha ihtiyacımız var!

Aşık olduğunuz yada çok sevdiğiniz biri için bir çok şey yapabileceğinizi tahmin ediyorum. Ve aynı iyi davranışı karşınızdakinden de beklediğinizi düşünüyorum. Yani sevginin ve ilginin kanıtı olarak bu çabanın sarf edilmesi pek anormal karşılanmaz. Bunu herkes bekler. Zira aşkı iki kişi karşılıklı yaşıyorsa olması gereken budur. Şimdi size yazının bu kısmında karşılık beklemeden size faydası olan bir aşığınızdan bahsedeceğim. Çoğu zaman karşılığını bulamayan, sizi seven ama sizden sevgi bulamayan birinden! Sizi sevdiğine emin oluğum biri. Öyle şeyler yapıyor ki ancak buna aşk denir. İnsan lisanıyla bu duyguyu ancak bu kadar açıklayabilirim. Bu resmen AŞK.

Size hiç kötü bakış atmayacak, yaptığı iyiliği yüzünüze vurmayacak, hayatınızın her anında sizin yanınızda olan, sizin her gün nefes almanızı yemenizi içmenizi güvenliğinizi sağlayan, sizden hiç şikayet etmeyen ve her gün ''kulum belki bugün bana yüzünü döner'' deyip güneşin doğmasını sağlayıp, bir gün daha yaratan bir aşık var. Allah var!

Zannediyorum yaşamamızı sağlayan Allah '' kullarını sevmiyor'' demek manasız olur. Peki bu sıra dışı sevgiye artık aşk desek sakıncası olmaz herhalde. İnsanın görüp görebileceği en büyük aşk! İşte bu sonsuz aşk!

Peki bu aşk neden tek taraflı? Yazıya başlarken sorduğum soruya verdiğiniz cevabı şimdi düşünün. Ne cevap verdiniz? Yazının burasına kadar sabırla okuyanları merak ediyorum acaba ne cevaplar verdiler. Aranızda Allah diyen oldu mu? Var mı aranızda ''benim hayatımın en büyük aşkı Allah'' diyebilen? Ben Allaha aşk ile bağlı birini tanımadım. Aramızda tuttuğu futbol takımını bile daha fazla seven insanlar vardır. Seven insan sevdiği şeyi düşünür. Gününüzü en fazla neyi düşünerek geçiriyorsunuz?

Aşkın gözü kördür derler. Bizim gözlerimiz AŞK a kör! Hiç gökyüzünün güzelliğine bakarken aklımıza O gelmez mi? Yavru kedilere baktığımızda hissettiklerimiz, O nu hatırlatmaz mı? Gece Ay a baktığımızda, sabah güneşinin romantik ışığını gördüğümüzde, yağmur yağdığında toprağın kokusunda, gök gürüldediğinde, bir ağacın dalında, yaz sıcağında esen meltemde O nu görmez miyiz? Görmeyiz! Göremeyiz! Çünkü bizim daha önemli meşguliyetlerimiz var.

Size aşk bahçemizin bir şeye daha ihtiyacı olduğunu söylemiş ve nokta koymuştum. O bir şey değil. O her şey! O her şeyin sahibi, aşkı bilmemizi sağlayan Allah.



Aşkın sonsuz olabilmesi için dayandığın insan değil, O olmalı. İkinizde O na tutunmalısınız. O sizi birleştirmeli. Çünkü O “Rabbinden sana indirilenin doğru olduğunu bilen kişi, kör gibi olur mu? O bilgiden yararlananlar sadece özü temiz olanlardır.
Bunlar Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan kimselerdir. Bunlar, Allah’ın kurulmasını istediği bağı kuran, Rablerinden korkan ve kötü hesap vermekten endişe edenlerdir. Yine bunlar, Rableri yüzlerine baksın diye çaba sarf eden, namazı kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. Bu dünyanın sonu onlarındır. Kalıcı bahçelere/cennetlere gireceklerdir; babalarından, eşlerinden ve evlatlarından uygun olanlar da girecekler. Melekler her kapıdan yanlarına girerek ‘Sabrınızın karşılığı olarak huzur ve güvendesiniz. O dünyanın sonu ne güzelmiş!’ diyeceklerdir.” (Ra’d, 13/19-24)
“Aranıza ölüm kuralını biz koyduk; bizim önümüze geçilemez
Bu, görüntünüzü değiştirip bilemeyeceğiniz bir yapıda sizi yeniden yaratmamız içindir.” (Vâkıa, 56/60-61)
“Bu, vücutlarını, daha iyisiyle değiştirmemiz içindir…” (Meâric, 70/41)
“Biz onları yeni bir vücut yapısına kavuşturacağız.
Bakireler haline getirecek; kocalarına düşkün ve aynı yaşta yapacağız.” (Vâkıa, 56/35-37) demiştir.

İşte bu satırlar sonsuz aşkın var olduğuna kanıttır! Ancak, Allah ile. Allah bize sevdiklerimiz ile yaşayabileceğimiz sonsuz bir hayat, yani sonsuz bir aşk vadediyor. Kalbimizin bir parçasına Onu yerleştirebilsek, ufacık bir yerini ona ayırabilsek olmaz mı. Eşinizi anne babanızı kardeşinizi sevin ama Allah'ı daha da çok sevin. Sevin ki sonsuz aşkı yaşayabilin. Yoksa bir bakmışsınız tren raylarında ezilmeyi bekliyorsunuz. O' nun aşkıyla tutuşanlar şimdilerde hikayelerde, romanlarda, tarih kitaplarında, Kuran ı Kerimdeler. Günümüzde de muhakkak Allah dostları mevcuttur. Ancak ben hiç rastlamadım. Allah rastlamayı nasip etsin.

Allah bizlere, kendisinin aşkına cevap verebilmeyi nasip etsin vesselam..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar