HAYVAN HÜRRİYETİ

'' İslam inkılabının adalet sisteminde; hürriyet telakkisi, fertlerin hakikate esaretinden doğan gerçek ve üstün insan hürriyetidir; ve hayvan hürriyetiyle hür olmak isteyenlere hayat hakkı tanınmamıştır. ''
Necip Fazıl Kısakürek

   Yazıma mekanı cennet olsun üstadın bir kitabından okuduğum cümle ile başlamama sebep, metnin içinde geçen bir kelime oldu. '' Hayvan Hürriyeti'' Kitap yazılalı 47 yıl olmuş. Ama bakıyorum da bugün yazılmış gibi. Vardır ya bazı şarkıları dinlerken '' ben bu şarkıyı 50 yıl sonrada dinlerim'' dersiniz, aynen böyle bir duyguya kapıldım. Üstad yaşasaydı eseri meydana çıkaran kişi olarak aynını düşünürdü. Müzikle arasında büyük bir fark var tabi bu duygunun. Birinde fevkalade bir his ile dinlerken, diğerinde çaresizlik içinde okuyorsunuz. Tabi ki Üstadın fikirlerinin gerçekleşmiş olması, tespitlerinin doğruluğunu okuduğunuzda ''Necip Fazıl müthiş bir düşünürmüş'' diyorsunuz fakat yinede ben bir Pink Floyd / High Hopes hazzı almayı yeğlerdim.

   Sokaklara ve medya ya baktığımızda bir çok insanın ''özgürlük istiyoruz, hürriyet istiyoruz'' diyerek avaz avaz bağırdıklarını görmekteyiz. Özgürlükten kasıtları ne peki? Örneğin kürtaj olma özgürlüğü istiyorlar, örneğin her yerde alkol almak istiyorlar, örneğin istediklerine hakaret ve küfür edebilmek istiyorlar, örneğin ülkenin tüm gazeteleri onların istediklerini yazsın istiyorlar, kimsenin onları eleştirmesini istemiyorlar, istedikleri kutsalı istedikleri şekilde karikatürize edip tiyatro sahnelerinde de görsel şova dönüştürmek istiyorlar. Son zamanlarda bir çok öğrenci üniversitelere mescit yapılması için imza topluyor, diğer bir kısmı ise mescit yapılmaması için imza topluyor. Başka bir tartışma ise, kendine sanatçı adını veren bir vatandaşımız ''Rumeli Hisarına mescit yaptırmam'' demiş. Özgürlük dedikleri bu olsa gerek! Başkalarının namaz kılmasını engelleme özgürlüğü, karnında büyüyen insanın hayatını sonlandırabilme özgürlüğü, senin gibi düşünmeyenlere küfür edebilme özgürlüğü!

   Ne diyor Üstad, hayvan hürriyetiyle hür olmak isteyenlere İslam inkılabı ve adalet sistemi yaşam hakkı tanımamıştır! Burada tabi ki demek istenen ''o insanı yaşatmayın'' değil, ''yasak koyun'' yada ''disipline edin'' dir! Hayvanlara baktığımızda aslında üstadın ince bir çizgi çektiği de görülebilmektedir. Şöyle ki; bilindiği gibi etçil hayvanlar aç kaldıklarında yiyecek için öldürürler, otçullar ise aç kaldıklarında bir ağaç ta yada başka bir bitkide nasiplerini ararlar. Bir kedi çok çok aç değilse kasabın kapısında bekler ama dükkanın içine girmeye kalkmaz, çünkü bilir ki kasap ona artıklardan verecektir. Görüldüğü gibi biz insanlar bu dostlarımızın ''genel adlarını'' hakaret olarak kullansak da bazı hayvanlar bazı insanlardan daha üst mertebededir. (Bana göre)  Halbuki hayvan özgürlüğü isteyen ve maddeci bir hayat tasfir eden milletimizin peygamberi olan ''tamamını kastetmiyorum''  bilim insanları da ''hayvanlar ile insanları ayıran yegane özellik beyindir.'' demiştir! Hal böyleyken biz insanların her konuda aşırıya kaçmasını neye bağlıyorsunuz? Zenginsek daha zengin olalım diye başkalarının hakkını da yiyoruz, özgürsek daha özgür olmaya çalışıp başkalarının özgürlük alanına giriyoruz. Yolda otobüsle yol alan bir otobüs şoförü bile kütlesi fazla olduğundan yol onunmuş gibi sürüyor otobüsünü.

   Özgürlük konusunda Avrupa ve Amerika ya mı özeniliyor? Bir çoğu adına ben cevap vereyim; Evet!

   Geçenler de bir televizyon programında bir İngiliz '' İngiltere de metro istasyonları gibi kalabalık yerlerde öpüşmek yasaktır'' dedi. Ve belediyelerin kullandığı yasak tabelasının resmini gösterdi. Hatırladığım kadarıyla 1 yada 2 yıl önce Ankara Metrosunda bir öpüşme vakası yaşanmıştı ve bu münferit olay yine hükümete ve özgürlüklerin kısıtlanmasına bağlanarak, bırakın İslamı, Türk ahlak ve göreneklerine aykırı toplu öpüşme eylemiyle son bulmuştu.
Bir Fransız yazarın kendi hayatından kesitler vererek yazdığı ve benim başka beklentilerle aldığım kitapta, hanımını başka bir erkekle paylaştığını okudum. Ve burada  tek kriter hanımının olurunun alınmış olması idi. Yani kadının  kocasının karşısında başka bir erkekle yatabilme özgürlüğü var! Avrupalının özgürlük ten anladıklarına kötü yönde başka bir örnektir. Siz şimdi bana çok uç noktalara gittin diyebilirsiniz. Belki haklı olabilirsiniz ama bugün bir gazetede Dünyaca ünlü Oasis gurubunun ( bende çok beğenerek dinlerim) solisti Noel Gallagher, çok sevdiği M.City futbol kulübünün futbolcusu David Silva ile karısını paylaşabileceğini açıklamış. İşte bizim gezicilerin ulaşmak istediği muasır medeniyet seviyesi!
 
Siz hiç neden ülkemizde üretim az, neden askerimizin silahlarını yurt dışından ithal ediyoruz, neden kendi motorumuzu yapıp yerli araba üretemiyoruz, neden uzay teknolojileri ve enerji teknolojilerinde bu kadar gerideyiz, neden uçağımızı kendimiz üretemiyoruz diye yürüyen bir grup yada eylemci gördünüz mü?! Neden çocuklarımız ahlaksız, neden kendi dinimizi öğrenemiyoruz, neden okullardaki eğitim seviyesi bu kadar düşük diye oturma eylemi yapan birini gördünüz mü?!Ben görmedim. Bundan sonrada görmeyeceğiz. Çünkü geziciler için ülkenin egemenliği, kuvveti yada çevresine olan etkisi önemli değil. Orta doğudaki sözünün geçerliliği önemli değil. Emin olun bu iktidarla bu ülkede yaşamaktansa İspanyanın Katalunya'sı yada Birleşik Krallığın İskoçya' sı olmayı yeğlerler. Bu sözlerimden de kesinlikle hükümeti övdüğüm diğer partileri yerdiğim anlamı çıkmasın. Bu hükümet başka siyasi partilerinde elinde olsaydı yine aşırıya kaçan eylemleri, anlamsız söylemleri, felaket özentileri eleştirirdim.

   Verdiğim sadece iki üç örnek, araştırırsanız bunun gibi iyi kötü yüzlercesini bulabilirsiniz. Avrupalı ne yapıyorsa doğrudur ne yapmıyorsa yanlıştır kafası, bu Avrupa ve Amerika özentisi insanlarımızı ne tarafa döneceğini bilmez bir hale getirdi. Tabi ki benimde taktirle karşıladığım bir takım başarıları var Avrupalıların ve Amerikalıların. Örneğin Dünya işleri konusunda çok disiplinliler. Maddesel işlerde saygı duyulacak işler yapıyorlar. Bir tanesinin örneğini ikinci paragrafta yazdım, çok iyi müzikleri var. Muhtemelen o müziği yapan gurup da bu yazıyı okusa, benden hoşlanmazlar :)

   Madde konusunda geri olmamızın yegane sebebi ise gelişemeyen eğitim sistemimiz. Okullarımız bilim üretmiyor, teknoloji üretmiyor. Ancak özgürlük savaşı adı altında hükümete sallıyorlar. Üniversitemizde mescit istemiyoruz diye bir yürüme eylemi olur mu! Bunun neresinde özgürlük savaşı var? Siz düpedüz birilerinin özgürlüğünü elinden almaya özgürlük savaşı diyorsunuz!

   Toparlayacak olursak, evet düzelmesi gereken daha çok sorunumuz var. Ancak hükümet karşısında olacağız diye aklın almayacağı iddialar ile sokaklarda kimseyi rahatsız etmeye kimsenin hakkı yok. Eylem için yürürken bile bir takım insanların özgürlüklerini baltalıyorsunuz! Bizse buna, kusura bakmayın ama ''özgürlük için yürüyorlar'' diyemeyiz, ancak ve ancak ''hayvan hürriyeti istiyorlar'' deriz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar