Eğer beni orta okul yıllarımda yakalayıp tarih den sorular sorsaydınız, söylemlerim den ve verdiğim cevaplardan sanki 70-80 yıllık bir Ülke'nin evladıymışım gibi konuştuğumu fark ederdiniz. Bildiğim tüm bilgilerin yaşı ancak o kadar ederdi çünkü. (Utanarak yazıyorum) Selçuk Bey'i, Alaeddin Keykubad'ı tanımazdım. Fatih Sultan Mehmet deseydiniz '' 1453 çağ açtı çağ kapattı'' derdim (Akşemseddin Hazretlerini, Molla Gürani'yi tanımazdım). Kanuni Sultan Süleyman deseydiniz pek bir şey söyleyemezdim. Sultan Abdülhamid Han deseydiniz, '' o da kim yada hainmiş'' diyebilirdim. Sultan Vahdettin diye sorsaydınız '' bizi sattı, İngiliz gemisiyle kaçtı'' cevabı alabilirdiniz... Daha fazla saymak istemiyorum çünkü yazarken dahi sinirleniyorum! Merak edip şimdi ki çocuklara okutulan kitaplara bakarım bazen değişen bir şey var mı diye. Maalesef değişiklikler yok denecek kadar az. Çocuklarımız aynı bizim gibi ecdadını bilmeden, Selçukluyu, Osmanlıyı tanımadan, İslam düsturu ile ülke nasıl yönetilmiş, her milletten insan nasıl mutlu ve huzurlu yaşamış, bunları bilmeden büyüyorlar.
(Osmanlı döneminde halklar nasıl huzurlu yaşamış diye merak ederseniz size seyahatnameleri okumanızı tavsiye ederim.)
Bazen düşünüyorum da, çocuğumu okula vermek yerine kendim mi yetiştirsem! Bunu bana söyleten, ecdadımıza düşman bir kesimin milli eğitimimizi dizayn etmiş olması.
Bir Müslüman evladı olarak, bir Türk evladı olarak neden ufak bir devletin evladı gibi eğitildim? Neden Osmanlı, neden ecdadım bana yeterince anlatılmadı?
Çünkü ecdadımızın yaptıkları bizim yapabileceklerimizin mesajlarını veriyor da ondan! Tüm ecnebi milletleri, bizlerin kendine güvenmesi ve ecdadımızdan alacağımız dersler ile ne kadar görkemli bir devlet olabileceğimizi bilirler. Filistinli bir kardeşimizin ''ne zaman bizi kurtarmaya geleceksiniz'' dediğini işitince '' biz kimiz '' dedim. Gördüm ki bizim ülkemiz 780.000. m2 değil. Sandığımızdan daha büyük.
Etrafınıza bir bakın. Komşunun çocuğuna, sokaktaki gençlere, kendi arkadaşlarınıza ve belki de aynaya! Göreceğiniz en büyük eksiklik öz güven ve Avrupa hayranlığı! Eğer sizin ve benim, Sultan Abdülhamid Han gibi bir dedesi var ise bu özgüvenin sahibi olmanızı hiç bir Müslüman Türk düşmanı istemez.
Ben bu ülkenin okullarında bir çok bilgiden yoksun, köklerim ile bağlantı kurmamı sağlayacak, o öz güvene sahip olacağım bir çok kişiden olaydan bir haber büyüdüm. Ülkemin kendisi ile de yanlış fikirler yürütmeme neden olacak bilgiler verildi. Örneğin; ülkemin kendine yetemediğini, onla bunla iyi geçinmek zorunda olduğumu öğrendim. Yanlış öğrenmişim. Bu ülkenin enerji kaynaklarının bize yetmediği ve o sebeple petrol gibi önemli bir zenginliği ithal etmemiz gerektiği bilgisiyle büyüdüm. Bunu da yanlış öğrenmişim. Ben bizim topraklarımızdan doğal gaz çıkmadığı, bu sebeple Rusya gibi ülkelere bağımlı yaşamamız gerektiği bilgisiyle yetiştim. Bu da yanlış. Ben bu ülkede motorlu taşıtlar yapılamayacağı, kendi uçağını, tankını, silahını üretemeyeceği bilgisiyle büyüdüm. Yaşım ilerledikçe de bunu doğrular olaylar ile karşılaştım. Mesela benim ülkemde Aselsan intiharları! gündem olurdu, önemli adamlar suikast'e uğrar yapacakları işleri bitiremezdi.
Benim ülkemde ''sizden bir şey olmaz, siz sadece tarım ile ilgilenin gerisini bizden satın alın'' görüşü hakimdi! Şimdi şanlı tarihimizin ufak bir kısmına bakıyorumda, cennet mekan Sultan Abdulhamid Han'ı görüyorum. O ufak kısımda koca işlere imza atan Sultanı. Ta o dönemlerde ülkemizin petrol haritasını çıkarmış, boğaza köprü ve tüp geçit projelerini hazırlamış ve daha ne hayaller ile taht tan zorla indirilmiş. Farklı farklı ülkelerde eserleri, demir yolları, açtığı mektepleri varmış. Hatta Abdülhamid Han ın açtığı mekteplerden birinde Mustafa Kemal adın da bir paşa yetişmiş. Benim doğduğum hastanenin bile yapılması emrini Abdülhamid Han vermiş. Zaten adı da Şişli Etfal değil, Hamidiye Etfal Hastanesiymiş. Ben 1985 doğumlu bir kardeşinizim. Geçen ay baba oldum, çocuğumda Abdülhamid Han ın yaptırdığı başka bir yapıda doğdu. Ben çocuğumun Abdülhamid Han'a düşman yetişmesine izin veremem, Yavuz Sultan Selim'i, İbn-i Arabi'yi, Ali Kuşçu'yu, İbn Rüşd'ü bilmeden büyümesine, Sultan Vahdettin'i hain bilmesine müsaade etmem, edemem. Daha nice yapılar, hizmetler, liderler, olaylar, kahramanlar, varmış. Geçmişimizde yeterince örnek alınacak ve çocuklara özgüven aşılayacak insanlar yetiştirmiş bu topraklar.
Amiyane tabir ile aslında şöyle desek daha mı isabetli olur; ''Yaşama hakkını zorla kurtarmış, sömürge bir ülkenin vatandaşı gibi yetişmişim yıllarca.'' Bazen Senegalli Fransızca konuşan Avrupalı bir ülkede yaşayan bir kişi gibi hissediyorum kendimi. Bunu çocuğumunda yaşamasına müsaade edemem.
Var olan eğitim sisteminin biran evvel değişmesi ülkem adına en büyük arzum. Geçmişimizin iyisiyle kötüsüyle, doğrularıyla yanlışlarıyla çocuklarımıza öğretilmesi şarttır. Ezberci, üretmeyen, cesaretsiz, hayal gücü tutsak ve korkak gençler değil, Allah'ın emirleri dışına çıkmayan, İslam dairesi içinde Yunus Emre edası ile felsefe yapabilen, Koca Sinan gibi dünya mimarisine yön veren, Fatih Sultan Mehmet gibi cesaretli, Sultan Abdülhamid Han gibi dehası ile büyüleyen, Kanuni Sultan Süleyman gibi başarılara doymayan, Sultan Vahdettin gibi ülkesi adına kendin den vazgeçen gençlere ülkemizin ihtiyacı var.
Yer yüzünde ki en büyük örnek ve yol gösterici olarak Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i pusula edinmiş bir genç neleri değiştiremez ki!
İşte korktukları bu!
Yorumlar
Yorum Gönder